Topraklanmak

Ne kadar çok duymuş olsak da topraklanmak, köklenmek kelimelerini aslında tam olarak farkına varmadığımız, önemini tam olarak kavrayamadığımız bir eylem kendisi.

Topraklanmak, doğa anaya (dişil enerjiye) bağlanmaktır. Kadın ya da erkek olarak dünyaya gelmiş olmamızın önemi yoktur. Çünkü hepimizin içinde dişil ve eril taraflarımız mevcuttur. Ataerkil enerjisinin dünyaya hâkim olmasından dolayı, içimizdeki dişil tarafımızı yüzyıllarca reddettik. Bunun sonucunda, dengesiz, savaşa odaklı bilinçler, sanattan uzaklaşma meyilli bir toplum olduk. Yaratıcılığımızı, doğa ana ile bir bütün olduğumuzu unuttuk. Ağaçlara, suya, hayvanlara, yaratılmış her türlü canlıyı görmezden geldik ve dünyanın merkezine sadece kendimizi koyduk. Ama artık hatırlama zamanı! Hepimiz bu harika mozaiğin birer parçasıyız ve ta kendisiyiz.

Topraklanmak, sadece çıplak ayaklarımızla toprakta yürümek, çimlere dokunmak veya toprakta yetişebilen gıdaları yemek değil. Ya da meditasyonlarımızda kök çakramızı düşünerek yaptığımız enerji çalışmalarından ibaret değil. Bunun ötesinde çok daha derin, çok daha bizimle bağlantılı. Doğa anayla bir bütün olduğumuzun bilincine ulaşmak veya buna niyet etmek gerek. Her attığımız adımımızda, ayağımızın altını hissetmek, patates, soğan, patlıcan vb. gibi toprakta yetişen gıdaları yerken doğa ananın enerjisini düşünerek ve bu enerjiyi almaya niyet etmek yapabileceğimiz küçük pratikler içerisinde.

Şimdi sizinle küçük bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculukta, zihninizde vizyonlamanız ve niyet etmeniz yeterlidir.

Derin nefesler alıyorsunuz. Her nefes alış, verişinizde nefesinizi takip ediyorsunuz. Nefesinizi alırken, karnınızda bir balonun şiştiğini, nefes verirken o balonun indiğini hayal edin. Her nefeste bunu imgeleyin. O kadar dengede, o kadar uyumlu yapıyorsunuz ki bunu, nefes alış ve verişiniz aynı uzunlukta. Ve şimdi, olduğunuz ortamdan uzaklaşıyorsunuz. Güneş batmak üzere, uçsuz bucaksız çimenlerin ve ağaçların olduğu bir alana doğru yürüyorsunuz. Her attığınız adımda ayağınızın tabanını hissediyorsunuz. Sanki bir kuş tüyü hafifliğinde, yumuşak adımlarla yürüyorsunuz. O kadar keyif dolu, o kadar huzur dolu bir yürüyüş bu. Artık o güzel yeşilliğin içerisindesiniz ve hafif ılıman bir rüzgâr bedeninizi okşuyor. Rüzgârı arkanıza alıp, sizi kucaklamasına izin veriyorsunuz ve o sizi, kökleşmiş bir ağacın altındaki banka yönlendiriyor. Burada sizden başka kimse yok. Burası sizin kutsal alanınız. Burası sizin eviniz. Şimdi o banka doğru yürüyorsunuz. Tepenizdeki ağacın gürlüğü ve büyüklüğü, korunduğunuzu hissettiriyor. Banka geldiniz ve oturuyorsunuz. Avuç içleriniz dua eder gibi gökyüzüne bakıyor ve ayak tabanlarınıza yoğunlaşıyorsunuz. Ayak tabanlarınızdan bir ağacın kökleri gibi kökler çıktığını görüyorsunuz. Bu kökler her nefesinizde biraz daha derine iniyor, iniyor, iniyor, magmaya kadar geliyor. Doğa ananın kalbindesiniz. Size ait olmayan tüm düşünceler akıp giderken, negatif enerjiyi, olumsuz kalıpları burada bırakıyorsunuz. Kendinizi nötrlüyorsunuz. Derin nefesler almaya devam ediyorsunuz. Her nefeste eskiye ait ne varsa serbest bırakıyorsunuz. Ve şimdi, kalbinize odaklanıp, oradaki şefkat, sevgi enerjisini magmaya gönderiyorsunuz. Bu güzel enerji sizden akarken, niyet ediyorsunuz sizde bu güzel dişil enerjiyi almak için. Kalbinizde bu yumuşacık, pembe rengindeki enerjiyi ayaklarınızdan doğa anaya gönderirken, bir yandan da ayaklarınızdan dişil enerjiyi alıyorsunuz. Nefes alış, verişlerinizin uyumu gibi. Kalpten veriyor, ayaktan alıyorsunuz. Kalpten veriyor, ayaktan alıyorsunuz. Kalpten verip, ayaktan alıyorsunuz. Mükemmel bir denge içerisindesiniz. Hazır hissettiğinizde banktan kalkıyorsunuz ve kendi etrafınıza bakıyorsunuz. Rüzgârı hissediyorsunuz. Size nasıl sevgiyle sarıldığını görüyorsunuz. Kollarınız açık bir şekilde etrafınızda dönmeye başlıyorsunuz. İçinizdeki sevinç, o güzel yüzünüze yansıyor. Hafif bir tebessüm ile huzur içerisindeyken, yüksek sesle söylüyorsunuz ‘ Teşekkür ederim doğa ana. Beni sevdiğini biliyorum. Ben de seni seviyorum. Kendimi seviyorum. Şükürler olsun.’

Bu yolculuğumuzu, ne zaman isterseniz yapabilirsiniz. Unutmayın, doğa ana her zaman burada.

Sevgiyle, ışıkla…

DAMLA US

Bir Cevap Yazın

E-Posta adresini yayımlanmayacak. Zorunlu alanları * ile işaretlenmiştir

formu temizleYorumu gönder