Yedi Mabet
Durgun bir gökyüzünde sisli bir gelecek
Yedi katmanın üstünde bir melek
Fısıldıyor, dinle!
Durgun bir gökyüzünde sisli bir gelecek
Yedi katmanın üstünde bir melek
Fısıldıyor, dinle!
Bazı anlar vardır hayatınıza damga vurur. Uzun bir paragrafın ortasındaki ünlem gibidir ya da uzun bir cümlenin içindeki virgül gibi.. Belki de bu anları yaşarken tam olarak anda kaldığımız için bize vurucu gelir. Cookie’nin ölüm anı ve bir gün öncesi benim için böyleydi işte.
2018 ne hızlı bir yıl. Öyle hızlı ki hayatımdaki değişimleri, kendimi artık ben bile takip edemiyorum. Yıllar git gide hızlanırken bizler rollerimizi yapıp geçiyoruz. Hangi role tutunduysam o rol beni bıraktı. Yıllar bana, girmeye çalıştığım rollerin çok daha ötesinde biri olduğumu hissettirdi. Bu varlık haline gelmem için genişlemem gerekiyordu.
Tanrının parçacıkları dünyaya dağılmış ve bu her parçacığı hatırladığında o kardeşini de hatırlıyorsun ve ona kavuşunca ayrılık illüzyonu yok oluyor, bir oluyorsun. İşte o vakit, sen tamamlanıyorsun.
‘Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. “Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?’ Şems-i Tebriz’i
Ruh ikizleri sonsuza dek sonsuzlukta beraber olsalar da ruhlarının her zerresi onlara her zaman hatırlatacaktı aşkı…
İsmini de kendi belirledi hangi gün çıkacağını da….
Beraber uzun bir yolculuğumuz oldu. İçimde hep büyümekte olan bir bebek gibiydi. Çok fazla söyleyecek sözü vardı ve tam anlamıyla bir aşıktı.
Bazen şartların oluşmasını bekler, uzun uzun sabır dileniriz. Benimkisi de böyle bir şeydi işte.
Uzun zaman olmuştu aşk üzerine bir kitap okumayalı. Gerçi bu da bildiğimiz bir aşk hikayesinin kitabı değil. Çırılçıplak aşk diyordu Aret Vartanyan.