KAÇINILMAZ DEĞİŞİM

Geçtiğimiz iki ay boyunca her şey o kadar hızlı değişti ki insanların bir kafesin içinde olduğu gibi evlerinde oturacağı, her şeyin sahibi olduğunu zanneden insan zihniyetinin gözle görünmeyen bir virüs ile yerle bir olacağını, öfkenin ve korkunun insanlara neler yaptırabileceğini kim bilebilirdi. Bu süreci herkes aynı şekilde geçirmedi elbet. Hastalanan kardeşlerimiz, kayıpları olan ve yas tutan kardeşlerimiz en zorlu şekilde sınandı. Ama hayat tek bir gerçeklik üzerine kurulu değil. Herkesin hayat senaryosu nasıl farklıysa, bu dönemi de herkes farklı şekilde geçirdi. Kimileri yeni yaratımlar yaptı, kimileri hayatı için yeni kararlar aldı, kimileri ise değişen dünyayı gözlemlemekle, sessiz kalarak geçirdi. Doğru ya da yanlış var mıydı? Bence yok. Herkes kendi hikayesinde eşsizce yolunda sadece yürüyor. Bu hep böyleydi ve hep de böyle olacak. 

Bana gelince, hayatımın en değişken son iki yılını sindirebilmek için inzivaya ihtiyaç duymuştum. Ama gerek iş hayatı, gerek kendi çalışmalarım ile hayatımdaki sorumluluklar, bu yola yönelmeme engel olmuştu. Bir anda çıkan Corona virüsü herkesi ilk başta şaşkınlığa sonra korkuya ve korkuya teslim olanlar daha çok korkuya teslim olurken, ben tüm sosyal medyadan ve gündemden uzaklaşarak tamamen kendi içime döndüm ve kendi inzivamı yarattım. Çalışma odamda geçirdiğim saatler, günler beni bambaşka bir dünyada yaşattı. Yazmaya başladım. Her gün deli gibi yazıyordum. Meğer ne kadar da hazırmışım yazmaya. Meğer ne kadar da hikaye yakınmış bana… Öyle çok vakit geçiriyordum ki yazdığım hikayedeki dünyadan çıkıp, yaşadığım dünyaya gelmek zaman alıyordu. Bazen ise yazdığım ile yaşadığım senkronize oluyordu; aynı anda yaşarken aynı anda yazıyordum. Dünya değişirken, kaos yaşanırken ben hikaye yazıyordum ve ben bambaşka bir dünyaya uyanıyordum. Hikayem, yazmam bitti ve Corona virüsü etkisini azaltmaya başladı. Şimdi bu hikaye ne zaman, ne şekilde sizinle buluşur, bilemem ama çok da uzak olmadığını düşünüyorum. 

Şimdi önümde yeni bir yol var. Altı yıldır özel ders aldığım ve hayatımızı paylaştığımız keman hocam ile yollarımız ayrıldı. Bundan sonraki süreçte nasıl, ne şekilde ilerlerim bilmiyorum ama zamanla o yolun bana gözükeceğine de eminim. 

Hayatımıza bir çok insan giriyor, çıkıyor. Her biri yolculuğumuzda bize eşlik ederken, biz de onların hayatında onlara eşlik ediyoruz ve bizler nasıl kendi yolumuzda özgür isek, onlarda kendi yollarındaki seçimlerinde özgürler. Rolleri bizim dünyamızda bitse bile BİR VE BÜTÜN olduğumuz gerçeği yadsınamaz. Bu yüzden de bütünlükte baktığımızda ayrılık söz konusu bile olamaz. Ayrı olduğumuzu zanneden bilinç, ayrılık ilüzyonu yaratıp bundan beslenmeye çalışırken insan kaçarak, yüzleşmeyerek ya da onu yok sayarak aynı hikayeyi tekrar tekrar yaşamayı göze alır. Tâ ki onunla bir ve bütün olduğunu anlayana kadar…

İşte böylesine deli bir dönemde bu kadar çok şey yaşandıysa, bu kadar hızlı değişimler söz konusu olduysa, yeni dünyanın tohumlarının çiçek açması da bir o kadar yakındır gibime geliyor. Her birimizin içinde olan o güzel çiçeklerimizin açması dileğiyle…

Aşkla…

Damla Us

 

Not: Bu fotoğraf 5 Haziran 2020 ay tutulması sırasında İstanbul’da çekildi.

Bir Cevap Yazın

E-Posta adresini yayımlanmayacak. Zorunlu alanları * ile işaretlenmiştir

formu temizleYorumu gönder