İçimizdeki Çocuk

 

Yaşadığımız her üzücü, travmatik olayların kökü aslında sevgiyi seçmediğimiz için gerçekleşiyor. Düşünsenize, daha çocukken, oyun arkadaşlarınızı dışladığınızı veya dışlandığınız zamanları… Dışlandığınız zaman, bu size yalnızlığınızı hissettirmez mi? İçinizden sormaz mısınız beni neden sevmiyor diye? Ya da beni neden dışlıyor diye? Oysa ki sadece kendiniz olmuştunuz. ‘Onların istediklerini yaparsam beni severler, beni kabul ederler.‘ diye oluşturduğunuz kalıp tüm hayatınızı, davranışlarınızı etkilemez mi bundan sonra? Ya da dışladığınız oyun arkadaşınızı o şekilde bırakmak size ne hissettiriyor? Kendinizi ondan üstün mü görüyorsunuz? Ben merkezli yaşamaya başlamak için bir adım değil midir bu? Paylaşmak nerede? Neden sahip olduğumuz her şeyin bize ait olduğunu düşünüyoruz? Neden paylaşamıyoruz? Bu şekilde aslında yalnızlığı seçmiş olmuyor muyuz?  Şimdi bakın o dışladığınız oyun arkadaşınıza. Aslında o kim? Kendinizi mi görüyorsunuz? İşte bu yüzden hayatınıza çok fazla insan alamıyorsunuz. Bunlar gibi sayabileceğim bir sürü olay aslında bizim yaşamımızın temel etkenleri. Çocukken bunları bilinçli halde yapmıyorduk elbet, çocuktuk. Ama şimdi bunun farkına varıp, dönüştürmek de bizim elimizde…

 

Nasıl mı? Dürüst olarak. Önce kendinize dürüst olun. Ne hissettiniz? Üzüldünüz mü? Öfke ve kızgınlık mı çıkıyor? Kabul edin bu duyguları. Savaştığınız her şey size geri döner. Bu yüzden duygularınızın farkına varın ve kabul edin onları. Yok saydığınız her duygunuz, kendini başka bir zamanda daha sert şekilde gösterir. Bu duyguları kabul edip, ‘Evet, bu şekilde hissettim ve şimdi bu duygularımı sevgiyle dönüştürmek istiyorum.’ derseniz bir kapı açılır. Kendinize açılan bir kapıdır, sevgi yolunun kapısıdır. Kendi oluşturduğunuz karanlığın ışığa dönüşmesi için bir adımdır. Gözünüzde canlandırın kendi çocukluğunuzu ve oyun arkadaşlarınızı. Hepiniz çocuktunuz ve öğrenme aşamasındaydınız. Kendinizi ve sizi üzen oyun arkadaşlarınızı affettiğiniz zaman görün şimdi ki hayatınızın da nasıl değiştiğini, sevgiyi nasıl hissedebildiğinizi…

 

İçinizdeki yaralı o çocuk iyileşmek ister. Sevgi, ışık, şefkat ister ve bunu verebilecek tek insan sizsiniz…Geçmişi değiştiremezsiniz belki ama geçmişte yaşadığınız duyguların şimdi ki sizi etkilemesine izin vermeyebilirsiniz. Kurban değilsiniz ve hiçbir zaman olmadınız. Tercihinizi affetmekten, sevgiden, ışıktan yana kullanın. Hepimiz değerliyiz ve bu değeri yaşadığımız üzücü olaylardan dolayı törpülenmesine izin vermeyin. Her kimi affetmiyorsak, bu zehir önce kendimizi etkiler, sevme kapasitemizi azaltır. Bizim özümüz sevgi, bizim özümüz ışık. Dünya sahnesindeki yaşadığımız gerçeklik, daimî ve tek gerçeklik değildir. Bırakın karanlığı, çıkın kendi özünüze. İçinizdeki çocuk sizi bekler, sevgiyi her alanında yaratmak ister…

 

Sevgiyle, ışıkla…

DAMLA US

 

Bir Cevap Yazın

E-Posta adresini yayımlanmayacak. Zorunlu alanları * ile işaretlenmiştir

formu temizleYorumu gönder