Geçiş
Yükseliş başka bir dünyaya göç değildir. Aynı dünyada kendi frekansınıza göre yaşamaktır.
Yükseliş başka bir dünyaya göç değildir. Aynı dünyada kendi frekansınıza göre yaşamaktır.
Bu bir davet. Bir adam ile dansa kaldırılan sizin hikayeniz. Bu hikâyede dans eder miydiniz yoksa kaçıp gider miydiniz?
Hayata dair birçok sorularımız var. Niye geldik? Biz kimiz? Nereden geldik? Amacımız nedir?
Yorulduğunu biliyorum. Sana ait olmayan o kadar çok yükü sırtına aldın ki, bunlarla yaşamaya da bir o kadar alıştın.
Günlerce, aylarca ya da yıllarca istediklerimizin peşinden koştuğumuz zamanlarda oldu. Bazen de başarısızlık diye adlandırdığımız duygularla karşılaşmamak için hayallerimizin peşinden koşmayı bıraktığımız zamanlar da.
Bataklıkta açar ya hani lotus
Oradayım işte toksinli deniz kabuğu
Bir özlem karanlıktan nura
Turkuazı, yeşili saklanmış suyun dibine
Dağlar, ağaçlar oluşturmuş gizli geçit
Nehirin arkadaşları kırılmazlar
Ne kadar çok duymuş olsak da topraklanmak, köklenmek kelimelerini aslında tam olarak farkına varmadığımız, önemini tam olarak kavrayamadığımız bir eylem kendisi. Topraklanmak, doğa anaya (dişil enerjiye) bağlanmaktır.
Geçenlerde sosyal medyada gezinirken, karşıma harika bir video çıktı. Babanın kucağında ağlayan bebek, babanın ‘aum’ mantrasını söylemesiyle rahatlıyor, ağlamayı kesip, uykuya dalıyordu. Babanın, bebeğini huzurlu uykusuna dalmasına aracı olduğu için yüzünde mutluluk ifadesiyle video sona eriyordu.